Ne yaparsam yapayım, sonunda içimle başbaşa kalıyorum ve bir derin hüzün gelip kaplıyor içimi. Benim yurdum içimde galiba. 📜Nurullah Genç

Ne yaparsam yapayım, sonunda içimle başbaşa kalıyorum ve bir derin hüzün gelip kaplıyor içimi. Benim yurdum içimde galiba. 📜Nurullah Genç

Lucy Luc Besson'un yönettiği 2014 yapımı Fransız bilimkurgu filmidir. Film, standart bir insanın beyninin yüzde 10’unu kullanabildiği sözde-teorisinden yola çıkarak, bu oranın artması durumunda elde edebileceği güçleri ve yapabileceklerinin sınırını...

Lucy Luc Besson'un yönettiği 2014 yapımı Fransız bilimkurgu filmidir. Film, standart bir insanın beyninin yüzde 10’unu kullanabildiği sözde-teorisinden yola çıkarak, bu oranın artması durumunda elde edebileceği güçleri ve yapabileceklerinin sınırını sorguluyor. ◾Nefes kesici idi,insan beyninin %100'ünü kullanırsa neler yapabileceğini anlatıyor. Şiddetle tavsiye ediyorum.

🔹️Will Smith olur da film anlamlı olmaz mı? ✔Allah kimseyi sevdikleri ile sınamasın. ✔Zaman değil alıştıran gerçeklerin getirdikleri aslında. Var oluşumuz hep kabullenme çabasına dayalı biraz da. ✔Herkesin bir yer de yaşam ile ölüm arasında...

🔹️Will Smith olur da film anlamlı olmaz mı? ✔Allah kimseyi sevdikleri ile sınamasın. ✔Zaman değil alıştıran gerçeklerin getirdikleri aslında. Var oluşumuz hep kabullenme çabasına dayalı biraz da. ✔Herkesin bir yer de yaşam ile ölüm arasında kaldığı bir savaş vardır. 🔹️Böyle anlamlı filmler hep olmalı ve izlenmeli. ▫️10/10

Müthiş sıkılıyorum. Daha kötüsü, insanlardan soğuyorum galiba... Oysa ben onlarsız, onlara güvenmeden edemem. Ama elimden ne gelir. Sevgiden, yakınlıktan, insanca davranmaktan anlayanlar o kadar az ki... Büsbütün kabalaşmaktansa, uzaklara gitmek...

Müthiş sıkılıyorum. Daha kötüsü, insanlardan soğuyorum galiba... Oysa ben onlarsız, onlara güvenmeden edemem. Ama elimden ne gelir. Sevgiden, yakınlıktan, insanca davranmaktan anlayanlar o kadar az ki... Büsbütün kabalaşmaktansa, uzaklara gitmek daha iyi. 📜Edip Cansever

Kesinlikle izlenilmesi gereken anlamlı bir film. Sahneler uyumlu,müzik,sanat ne ararsanız var. Duygusal,güçlü bir bağ sunuyor bize. Ne olursa olsun dostluğun önemini anlatıyor.

Kesinlikle izlenilmesi gereken anlamlı bir film. Sahneler uyumlu,müzik,sanat ne ararsanız var. Duygusal,güçlü bir bağ sunuyor bize. Ne olursa olsun dostluğun önemini anlatıyor.

Bu filmi defalarca izlesem bıkmam. O kadar derin ve anlam yükleyeceğimiz mesajlar var ki içinde. Dostluğun,sevginin her şeyi çözebileceğine değinilmiş.

Bu filmi defalarca izlesem bıkmam. O kadar derin ve anlam yükleyeceğimiz mesajlar var ki içinde. Dostluğun,sevginin her şeyi çözebileceğine değinilmiş.

Düşündürücü fazlasıyla derin bilgiler peşinde, beni her zaman şaşırtmayı başaran ilginç biri bu Franz kafka. Hayata dair tespitleri adeta beyin yakıyor. Dönüşüm kitabındaki konu başlığı da beni şaşırmıştı. İlginç olmayı veya kimsenin aklına...

Düşündürücü fazlasıyla derin bilgiler peşinde, beni her zaman şaşırtmayı başaran ilginç biri bu Franz kafka. Hayata dair tespitleri adeta beyin yakıyor. Dönüşüm kitabındaki konu başlığı da beni şaşırmıştı. İlginç olmayı veya kimsenin aklına gelmeyen düşünceleri keşfetmeyi seviyor sanırım yazarımız.

Başımıza gelenler hiçbir zaman nedensiz değildir, her birinin kendi anlamı vardır. Her karşılaşma, her küçük olay kendi içinde bir anlam barındırır." Bu cümle her şeyi özetliyor aslında... Sıcacık, içi ısıtan bir cümle, yüreğe dokunan... 80...

Başımıza gelenler hiçbir zaman nedensiz değildir, her birinin kendi anlamı vardır. Her karşılaşma, her küçük olay kendi içinde bir anlam barındırır." Bu cümle her şeyi özetliyor aslında... Sıcacık, içi ısıtan bir cümle, yüreğe dokunan... 80 yaşında bir anneannenin yüreğinden bakan bir pencere düşünün. Amerika'ya gitmiş ve herhangi bir haber verecek ya da alacak olan bırakmayan bir toruna kendi tecrübelerinden yararlanarak verdiği güzel öğütler yer alıyor. Her gün ama her gün aksatmadan yüreğinden geçenler akıyor kalemine... Şu sosyal ortamdaki bulamadığımız samimiyeti eskilerde bulabiliriz. Eskiler güzel,eskilerden bir parça tecrübe dinlemek. Belki genç olarak "aman o senin devrindeydi." demişizdir,ama insan şöyle bir geçmişe bakınca ne kadar altın değerindeymiş şimdi anlıyor insan...

Bazı çocuklar çocukluğunu yaşamasına izin vermeden büyür. Bir yiğit düşünün kalbinde saf ve temiz aşkı ile o güzel kalbiyle herkesin gönlünde yer edinen.. Ben hayatımda böylesine akıcı bir anlatım ve sürükleyici kitap görmedim. Yüreğimi burkan...

Bazı çocuklar çocukluğunu yaşamasına izin vermeden büyür. Bir yiğit düşünün kalbinde saf ve temiz aşkı ile o güzel kalbiyle herkesin gönlünde yer edinen.. Ben hayatımda böylesine akıcı bir anlatım ve sürükleyici kitap görmedim. Yüreğimi burkan ise güçlü insanın güçsüzün karşısında istediği her hakimiyeti yapacağını sanması... Allah'ım nasıl öfkelendim. Kitabın bütün serilerini merak ile bekliyor,en yakın zamanda almayı ümit ediyorum. Övülmeyi hak eden bir kitap.

Dünyadan geldim gitmeye… Ama giderken ne ektim,ne biçtim o önemli idi. Ne aldım,ne kadar faydalı olabildim. Kitabı anlata anlata bitiremeyeceğim ve uzunca da bitmesini istemediğim bir kitaptı. Kıymetli Kemal Sayar ve Sadettin Öktenden sohbet...

Dünyadan geldim gitmeye… Ama giderken ne ektim,ne biçtim o önemli idi. Ne aldım,ne kadar faydalı olabildim. Kitabı anlata anlata bitiremeyeceğim ve uzunca da bitmesini istemediğim bir kitaptı. Kıymetli Kemal Sayar ve Sadettin Öktenden sohbet tadında bir kitap. Kitapta kendinizden bulacağınız altını çizeceğiniz çok yerler var. Benim beğendiğim alıntılar ; -“Biz bu dünyaya var olmaya değil,yâr olmaya geldik.” Syf ; 24 -“Sözü israf eden bir çağdayız,onca kelimenin arasından manalı olanı seçmek zor.” Syf;107 -“İnsan dünyada garip ve yalnızdır.Bu gurbet ve yalnızlık hissini özellikle hayatın memata döndüğü akşam saatlerinde,hayatın yokluğa döndüğü sonbaharda hissedersiniz.” Syf;14 -“Sadelik güzeldir.” Syf;265

Ülker Abla aslında tüm kadınların sesi... Babasının şiddetinden kaçarken kocasında da aynı durumu yaşayan ama buna rağmen yılmayan hayata sıkı sıkı sarılan güçlü renkli bir kişilik. Kitap hem dram hem komedi tadında. Ülker Abla gibi bir kafam...

Ülker Abla aslında tüm kadınların sesi... Babasının şiddetinden kaçarken kocasında da aynı durumu yaşayan ama buna rağmen yılmayan hayata sıkı sıkı sarılan güçlü renkli bir kişilik. Kitap hem dram hem komedi tadında. Ülker Abla gibi bir kafam olsun isterdim,böyle yaşadığı en acı durumdan bile tatlı bir sebep çıkartan. Ama ne yazık ki biz insanlar günlük,rutin dertlerden kendimize dev bir kule yapmaya alışmışız. Hiç dışarıda ne hayatlar var “yahu benim derdim var ama belki de dert bile değil.” Diyemiyor insan bir an içinde olsa. Eskiler “Allah insanı dertsiz bırakmasın “ demişler. Çünkü o Bile şükür etme sebebi imiş. Kitabın konusuna gelecek olursak ; Ülker Abla daha fazla koca şiddetine dayanamayıp bir gece kaçıyor,hastaneler evi oluyor. Hayata tutunmak adına başından trajedik olaylar geçse de hayat ondan yana.

Gerçekten var mıyız ? Kökten gelişmeye,değişmeye… Acılarımızla hatalarımızla kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeye…? Değişim insanın kendinde başlar. Hocamızın da kitabında bahsettiği gibi kendimizi sevmez ve saygı duymaz isek kimseden bunu...

Gerçekten var mıyız ? Kökten gelişmeye,değişmeye… Acılarımızla hatalarımızla kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeye…? Değişim insanın kendinde başlar. Hocamızın da kitabında bahsettiği gibi kendimizi sevmez ve saygı duymaz isek kimseden bunu bekleyemeyiz. Kitap güzel bir röportaj tadında olmus. Hocamizin hayatından verdiği örnekler samimi olmuş. Ayrıca önerdiği kitapları okumayı düşünüyorum okumak istediklerimden sonra. Faydalı bir kitap öyle ki bu benim 2.ci bakış açısıyla 2 kez okumam.

Nihat Özbudun'un hippilikten tasavvufa uzanan hikayesi. Çok etkileyici bir kendini bulma ve arayış çabasi , adeta ne yaşam öyküleri varmış dedirtircesine...

Nihat Özbudun'un hippilikten tasavvufa uzanan hikayesi. Çok etkileyici bir kendini bulma ve arayış çabasi , adeta ne yaşam öyküleri varmış dedirtircesine...

“Etrafına baktığında her yer karanlıksa, bir kere daha bak. Belki ışık sensin.” – Mevlânâ Bu söz, insanın dışarıda aradığı hakikatin aslında kendi içinde olduğunu hatırlatır. Mevlânâ’ya göre karanlık; cehalet, korku, umutsuzluk ve...

“Etrafına baktığında her yer karanlıksa, bir kere daha bak. Belki ışık sensin.” – Mevlânâ Bu söz, insanın dışarıda aradığı hakikatin aslında kendi içinde olduğunu hatırlatır. Mevlânâ’ya göre karanlık; cehalet, korku, umutsuzluk ve sevgisizliktir. Işık ise bilinç, merhamet, irfan ve sevgidir. Anlam katmanlarıyla bakarsak: Herkes karanlıktan şikâyet eder, ama az kişi mum olmaya cesaret eder. Karanlık seni kuşatmış gibi görünüyorsa, bu senin ışığını fark etmene çağrıdır. Işık olmak; bağırmak, üstün gelmek değil; yanmak, ısıtmak ve yol göstermektir. Bir insan değiştiğinde, küçük bir ışık yandığında, bir çevre değişir. Mevlânâ aslında şunu söyler: 👉 “Dünyayı aydınlatmak istiyorsan, önce kendini yak.”

"Empati yeteneği yüksek birini gördüğümde, ona ne tür bir kalp kırıklığı yaşadığını sormak isterim, çünkü şefkat çoğu zaman umutsuzluk vadisinde doğar." Zoe Clark-Coates

"Empati yeteneği yüksek birini gördüğümde, ona ne tür bir kalp kırıklığı yaşadığını sormak isterim, çünkü şefkat çoğu zaman umutsuzluk vadisinde doğar." Zoe Clark-Coates