Henüz inceleme eklenmemiş.
Unuttum diyemem, fakat üzerimde bir tesiri kalmamış.
İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ihtimama layık görüyordum. Hâlbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...
📚"Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum.Beynim yorgun, bedenim yorgun, bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık.Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun, konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun. Çok yorgunum.."
📚"Haydi deniz kenarı bir yere gidip dolaşalım. Bugün canım insan yüzü görmek istemiyor; Geniş, uçsuz bucaksız bir şeye ve sana bakmak istiyorum.."
📚"İçimizde şeytan yok.. İçimizde acizlik var.. Tembellik var.. İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey hakikatleri görmekten kaçma ihtiyacı var..