Kaybetmek için bazen sevmek yeterliydi. Çünkü faniyi sevmek, aslında kalbini kırılmaya bırakmaktı. İnsan ne kadar severse o kadar bağlanıyor, ne kadar bağlanırsa o kadar inciniyordu. Bir tebessümün eksilişi, bir sözün sessizliği, bir bakışın uzaklığı bile koca bir kalbi yıkmaya yetiyordu. Oysa kalpler yalnızca Allah’a yaslandığında sarsılmazdı. Çünkü O, sevgilerin en gerçek sahibi, kalplerin tek tesellisiydi. İnsanlar unutur, insanlar gider, insanlar yarım bırakırdı… ama Allah asla unutmazdı, asla terk etmezdi. O’na yönelen kalpler, bir gün bile boş kalmazdı. Bazen Rabbim sevdiklerimizi alarak bize, aslında en büyük sevgiyi hatırlatır. Bazen kalbimizi kırdırarak, “Bana gel” der. Çünkü O’na yönelen bir sevgi, eksilmez; bilakis çoğalır, bereketlenir. Allah için sevilen hiçbir şey kaybolmaz. Ne bir tebessüm, ne bir dua, ne de kalpten edilen samimi bir bağlılık… Hepsi O’nun katında korunur. İnsan anlar ki; en derin hüzün bile Allah’a götürüyorsa şifadır. En ağır kayıp bile Allah’ı hatırlatıyorsa kazançtır. Çünkü dünya sevgileri fânidir, kırılgandır, geçicidir. Ama Allah için olan muhabbet, ebedidir. Ve kalbin sonunda şunu fısıldar: “Ey Rabbim… Beni Sana bağla. Fanide kaybolan değil, bâkîde bulunan olayım. İnsanlarla sınandığımda dahi Sen’in sevginde teselli bulayım. Çünkü Sen varken hiçbir kayıp, kayıp değildir.” 🌙🤲🏻
Genel
Yorumlar (1)
Yorum yapmak için giriş yapın