İlk çıktığı zaman sinemada izlemiştim. Filmde beni en çok vuran şey o bitmek bilmeyen sıcaklık ve her an bir yerden bir "yamuk" çıkacakmış hissiydi. Savcı Emre’nin o kasabada tek başına kalması, aslında dürüst olmaya çalışan herkesin yaşadığı o...
İlk çıktığı zaman sinemada izlemiştim. Filmde beni en çok vuran şey o bitmek bilmeyen sıcaklık ve her an bir yerden bir "yamuk" çıkacakmış hissiydi. Savcı Emre’nin o kasabada tek başına kalması, aslında dürüst olmaya çalışan herkesin yaşadığı o yalnızlık gibi gelmiş bana. Obruklar sadece birer delik değil, kasabanın sakladığı kirli çamaşırların dışavurumu gibiydi resmen. O meşhur akşam yemeği sahnesindeki tekinsizlikten sonra kimin haklı kimin haksız olduğu iyice birbirine girdi. Finaldeki o yarık sahnesi ise bence sinema tarihine geçer; hem kaçış yok hem de adalet yerin dibine geçmiş gibi hissettiriyor. Kısacası sistemin insanı nasıl yavaş yavaş yuttuğunu anlatan çok sağlam ve rahatsız edici bir film olmuş.
Yorumlar (0)
Yorum yapmak için giriş yapın
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!