_Ölülere acıma, Harry._
*_Yaşayanlara acı,_*
_*her şeyden çok da sevgisiz yaşayanlara.*_
> 📚| Harry Potter ve Ölüm Yadigarları - J. K. Rowling
> Potterhead olan kaç kişiyiz♡
_Ölülere acıma, Harry._
*_Yaşayanlara acı,_*
_*her şeyden çok da sevgisiz yaşayanlara.*_
> 📚| Harry Potter ve Ölüm Yadigarları - J. K. Rowling
> Potterhead olan kaç kişiyiz♡
Bu cehennemde büyüyen her çocuk sonunda anlardı. Biz başka cennetlere yabancı çocuklardık. Zamanla büyüsek bile çocukluğumuz aynı cehennemde kalmaya devam edecekti.
Bu cehennemde büyüyen her çocuk sonunda anlardı. Biz başka cennetlere yabancı çocuklardık. Zamanla büyüsek bile çocukluğumuz aynı cehennemde kalmaya devam edecekti.
Oysa sevmek vardı dünyada tozlu bir rafa kaldırdığımız
Saygı vardı çoraplarımızı fırlattığımız gibi bir köşeye attığımız
Dürüstlük adalet cömertlik merhamet yiğitlik kardeşlik vardı yüzüne bile bakmadığımız şimdi insan kılığında bir canavara...
Oysa sevmek vardı dünyada tozlu bir rafa kaldırdığımız
Saygı vardı çoraplarımızı fırlattığımız gibi bir köşeye attığımız
Dürüstlük adalet cömertlik merhamet yiğitlik kardeşlik vardı yüzüne bile bakmadığımız şimdi insan kılığında bir canavara dönüştük
Herkesin biribirini yediği birer canavar
Noldu sevgiye saygıya merhamete adalete şefkate yoksa bir dolabın içine atıp birdaha hiç açmamak üzere kapttıkmı ?
Karanfiili
Hayatında kaç kere şiir okudun
Kaç kere şiir yazdın
Kaç kere gökyüzüne baktın
Kaç kere çimlere yattın
Kaç kere insanlar ne diyecek diye düşünmeden yaşadın
Kaç kere sokak ortasında ağladın
Kaç kere ay ile konuştun
Kaç kere sevdiklerine...
Hayatında kaç kere şiir okudun
Kaç kere şiir yazdın
Kaç kere gökyüzüne baktın
Kaç kere çimlere yattın
Kaç kere insanlar ne diyecek diye düşünmeden yaşadın
Kaç kere sokak ortasında ağladın
Kaç kere ay ile konuştun
Kaç kere sevdiklerine sarıldın
Kaç kere hayal kurdun
Kaç kere çimlere uzanıp sadece gökyüzüne bakıp hiç bişey düşünmeden durdun
DUR yaşam devam etsin sen DUR
Bırak ilerlesin sen DUR
O neye yetişecekse yetişsin sen DUR
Sakın ol yavaşça çimlere uzan ve öylece kal
Çünkü hayatın anlamı koşturmak biyerlere yetişmek gökyüzüne bakamadan şiir yazamadan 12 saat uyumadan yağmurda ıslanmadan en sevdiğin filmi defalarca izlemeden ölmek değil
Belki sevdiğin bir kitabı okumak belki yağmurda ıslanmak belki makarna yemek belki balık tutmak hayatın anlamı herşey ama yaşamadan ölmek DEĞİL
Karanfiili
~Günlerden sonra bir gün şayet sesimi fark edemezsen, Rüzgarların ,nehirlerin,kuşların seslerinden bil ki ölmüşüm… Fakat yine üzülme. Müsterih ol kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini ve neden sonra, tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede...
~Günlerden sonra bir gün şayet sesimi fark edemezsen, Rüzgarların ,nehirlerin,kuşların seslerinden bil ki ölmüşüm… Fakat yine üzülme. Müsterih ol kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini ve neden sonra, tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede Hatırla, mahşer günüdür ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Halide Edib Adıvar’ın Sinekli Bakkal adlı eseri, Türk edebiyatının en önemli romanlarından biridir. Kitap, sadece dönemin toplumsal yapısını değil, aynı zamanda bireysel çatışmaları, aşkı, aidiyet duygusunu ve insan ruhunun derinliklerini keşfeder....
Halide Edib Adıvar’ın Sinekli Bakkal adlı eseri, Türk edebiyatının en önemli romanlarından biridir. Kitap, sadece dönemin toplumsal yapısını değil, aynı zamanda bireysel çatışmaları, aşkı, aidiyet duygusunu ve insan ruhunun derinliklerini keşfeder. Yazar, bir yandan Türk toplumunun değişen yüzünü işlerken, diğer yandan karakterlerinin içsel dünyalarına da büyük bir özenle yer verir.
“Sinekli Bakkal” kitabının başkahramanı Rabia, bir kadının toplumda karşılaştığı zorlukları, baskıları ve kimlik arayışını derinlemesine ele alır. Rabia, geleneksel bir toplumda, kendi içindeki sanatçıyı bulmaya çalışan bir kadındır. Onun hayatı, yazarı ve okuru kendi dünyasında bir yolculuğa çıkarır. Kadın olmanın ne demek olduğunu, toplumsal cinsiyet rollerini, ve kadınların özgürleşme çabalarını hissettiren bu karakter, çok katmanlı bir kişilik sergiler.
Kitap, Rabia'nın üzerinden geleneksel değerlerle modernizm arasındaki çatışmayı çizer. Bir anlamda, eski ile yeni arasındaki gerilim romanın merkezine yerleşir. Rabia, içinde bulunduğu toplumun kültürel ve dini yapısından sıyrılmaya çalışırken, aynı zamanda bir sanatçı olmanın, bir kadın olmanın ve kendi kimliğini bulmanın zorluklarıyla yüzleşir.
Romanın diline ve üslubuna gelecek olursak, Halide Edib Adıvar, oldukça akıcı ve yalın bir dil kullanır. Eserin içerisinde duygusal derinliklere inen bölümler olduğu gibi, toplumsal eleştiriler ve mizahi dokunuşlar da bulunur. Bu, romanın yalnızca bir hikaye anlatmakla kalmayıp, aynı zamanda sosyal yapıyı sorgulayan ve dönemin şartlarını eleştiren bir yapı taşımasına olanak verir.
Ayrıca, Sinekli Bakkal sadece bir bireyin hikayesini anlatmaz; aynı zamanda bir toplumun evrimini, değer yargılarının değişimini de gözler önüne serer. Türk toplumunun geçirdiği dönüşüm, halkın bireysel hayatlarına nasıl yansıdığı ve bunun insanların iç dünyasında nasıl karşılık bulduğu çok güçlü bir şekilde işlenir.
Romanın en çarpıcı yönlerinden biri, Halide Edib’in kadına bakış açısının çok katmanlı olmasıdır. Rabia, kadın hakları mücadelesinin bir simgesi değil belki ama o dönemin kadınının iç dünyasını anlamak açısından oldukça öğreticidir. Yazar, kadının toplumda nasıl bir yer edindiği ve toplumsal kalıplara nasıl sıkıştığı gibi meseleleri cesurca ele alır. Ama bu, sadece bir toplumsal eleştiri değil, aynı zamanda insanın varoluşsal bir serüveni olarak da karşımıza çıkar.
*“Sinekli Bakkal”*ın en önemli mesajlarından biri de, bir insanın kendi kimliğini bulmasının zorluğudur. Rabia'nın hem dış dünyayla hem de kendi iç dünyasıyla mücadelesi, bir yandan umut verirken, diğer yandan insanın içsel özgürlüğe ulaşabilmesi için ne kadar büyük bir çaba sarf etmesi gerektiğini gösterir.
Sonuç olarak, Sinekli Bakkal hem döneminin toplumsal yapısını anlamamıza yardımcı olan hem de insan ruhunun derinliklerine inmeyi başaran bir roman. Halide Edib Adıvar, bu eseriyle sadece bir dönem hakkında değil, insan ruhunun evrensel arayışları hakkında da çok şey söylüyor. Eğer edebiyatla ilgileniyorsanız, bu romanı okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. Hem dönemin hem de insanın ruhunu anlamak isteyenler için paha biçilemez bir eser.