**N’APTIN BALBOA ? Kitabın ilk sayfalarında kendimi hafiflik içinde buldum. Aylin Balboa’nın dili öylesine canlı, öylesine akışkandı ki, kahkahalara karışan bir arkadaş sohbetindeymişim gibi hissettim. Karakterler, gündelik hayatın tuhaf...
**N’APTIN BALBOA ? Kitabın ilk sayfalarında kendimi hafiflik içinde buldum. Aylin Balboa’nın dili öylesine canlı, öylesine akışkandı ki, kahkahalara karışan bir arkadaş sohbetindeymişim gibi hissettim. Karakterler, gündelik hayatın tuhaf detayları ve ironisiyle içimi ısıttı. Ama hikâyeler ilerledikçe, o eğlencenin altından yavaş yavaş başka bir duygu çıktı, hüzün. İlişkilerin yaraları, yalnızlığın o ince sızısı, sevmenin ağırlığı… Bir anda okurken gülümseyen ben, satırların arasında sessizleşmeye başladım. Balboa, hem güldürüp hem düşündüren bir kitap vermiyor sadece, aynı zamanda kalbinizde ufak bir çizik bırakıyor. Bittiğinde, eğlencenin yanında bir burukluk da kalıyor insanda. Ve belki de bu yüzden bu kitap çok donanımlı bir kitap çünkü tek bir duyguyla bırakmıyor, hayatın kendisi gibi inişli çıkışlı bir yolculuk yaşatıyor.
Gülerken içinizin burkulmasına hazırlıklı olun. Ya da belki de ben fazla duygusal bakmış olabilirim, bilemedim.
Yorumlar (0)
Yorum yapmak için giriş yapın
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!